Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Hükümetin Ekonomi Yönetimi Hakkında Konuştu
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin ekonomi politikalarına ve parti içindeki değişim tartışmalarına yönelik açıklamalarda bulundu. T24’ten Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Burası Cumhuriyet Halk Partisi. Burada ‘şunu destekleyenler’ ile ‘bunu destekleyenler’ diye bir yarış olmaz. Bizde yarış ‘bayrağı ben daha ileriye taşırım’ iddiasına sahip kişiler arasında olur. Demokrasi içerisinde, sevgi, saygı içerisinde olur. Bizi diğer partilerden ayıran da zaten budur. İsteyen yarışa girer, hak eden yarışı kazanır. Bu kadar net. Şu anda da kongre sürecimiz en demokratik şekilde ilerliyor. Cumhuriyet Halk Partisi bu süreçten daha güçlü, daha dinamik biçimde çıkarak yerel seçime girecektir” ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu’na gelen sorunlardan biri; “Enflasyon çok uzun bir zamandır başta ücretliler ve emekliler olmak üzere halkı giderek daha çok bunaltıyor. Sizce ekonomi nasıl bir sürece evriliyor?” oldu.
CHP lideri, soruya şu şekilde yanıt verdi; “Üzülerek söylüyorum ki, bugünlerin geleceğini hepimiz biliyorduk. Seçimlerden önce de bu konuda defalarca uyarılarda bulunduk. Nitekim seçimden bu yana her şey daha kötüye gitti. Çünkü devlet yönetiminde liyakati yok ederseniz, devlet yönetimi ile parti yönetimini bir tutup, iç içe geçirirseniz sonuç felaket olur… Bugün o felaketi yaşıyoruz. Sadece ekonomide değil, dış politikadan tutun eğitime, sağlıktan tutun adalet dağıtan yargı dünyasına kadar Türkiye bir sorunlar yumağı ile karşı karşıya. Tek gerçek gündem ekonomi… Bakınız, Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre merkezi yönetim borç stoku 2023 yılı Temmuz ayı itibarıyla 5,8 trilyon TL düzeyinde. 2022’nin sonunda bu rakam 4 trilyon TL idi. Yani, sadece 7 ayda borç stoku 1,8 trilyon TL arttı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiğimizde (Temmuz 2018) borç stoku 1 trilyon TL idi. Ucube yönetim sistemiyle merkezi yönetimin borcu yaklaşık 6 kat arttı. Bu anormal artışın gerisinde iş bilmezlik, liyakatsizlik ve kötü yönetim var.”